Son cumhurbaşkanı seçimlerinde, Kıbrıs Türk halkı iki egemen eşit devlet ile görüşmelere devam edilmesi konusunda iradesini ortaya koymuş ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı Cumhurbaşkanı seçmiştir.

KKTC’de Anayasa Mahkemesinin Kur’an kurslarıyla ilgili aldığı karara farklı açılardan bakmak gerekiyor. Anayasa Mahkemesine açılan dava; Din İşleri Başkanlığında çalışanların üye olduğu ilgili sendikanın, Din İşleri Komisyonunun hafızlık eğitimi düzenleme yetkisi olup olmadığına dairdir.

Dine düşman bazı grupların, özellikle dava sonucunda laikliğe herhangi bir vurgu yapılmamasına rağmen, laiklikle alakalı herhangi bir sıkıntı olmamasına rağmen, davayı savunan avukat tarafından yapılan çarpıtıcı bir açıklamadan sonra olaylar çok kötü bir noktaya gelmiştir.

Davayı açan sendika görevlilerinin terfiler sırasında haksızlığa uğradığı iddiasının mahkeme tarafından doğru bulunduğunu ve yasal düzenleme yapılması gerektiği kararının çıktığı halde Anayasa Mahkemesi alakasız bir şekilde Kur’an kurslarını yasaklama kararı almıştır.

KKTC hükümeti bu oyunun farkında olup yasal düzenlemeler yapmak için gerekli çalışmaları başlatmıştır fakat çok geç kalınmaktadır. Her şeyden önce mücahit bir halktan meydana gelen KKTC Müslüman bir ülkedir. Kur’an kurslarını kapatmaya kimsenin gücü yetmez. Burada yapılacak işlem basittir.

İlgili sendikanın hafızlık kursunu Din İşleri Başkanlığının açma yetkisinin iptali yönünde Anayasa Mahkemesine başvurmuştur. Hafızlık kursu açma yetkisini yeniden düzenlenince mesele kalmayacaktır.

Türkiye’nin garantörlük hakkını kullanarak 1974’te Ada’ya yaptığı müdahale ile Kıbrıs’ta akan kana karşı çözüm sağlanmıştır. Fakat Kıbrıs’taki soruna bugüne kadar siyasi çözüm bulunamamıştır. Çünkü Rumların kendilerini Ada’nın tek hakimi olarak görerek, Kıbrıs Türkleri ile bir şey paylaşmak istememektedir.

Sözün sonunda çözüme gelerek yazımı sonlandırayım. Kıbrıs’ta yapmadığımız, yaptırmadığımız din eğitimini vermek zorundayız. Çünkü vatan sevgisi dinden kaynaklanan bir duygudur. Dinsiz adamın hamiyetli olması milletini sevmesi düşünülemez. Hele hele her türlü güzel ahlakın kaynağı olan Hazreti Muhammed (asm) sevgisi olmadan hiçbir yere varmak mümkün değildir.

Bu güne kadar teşvik edilen kumarhane, bar, pavyon ve içkili yerler yerine İslam ahlakının öğretildiği eğitim kurumları açmak gerekiyor. Diyanet İşleri Başkanlığına ilave bütçeler vererek cami, İlahiyat fakültesi ve imam hatip okulları gibi dini eğitim veren okulların teşvik edilmesi şarttır.

Belki de hepsinden önemlisi sivil toplum örgütlerinin konuya el atarak her geçen gün Haçlıların tuzağına düşerek dinsizleşen Kıbrıs Türk Halkına dini eserleri ulaştırması gereklidir. Özellikle iman konusunda en önemli kaynaklardan bir tanesi olan Risale-i Nur Külliyatına Kıbrıs’ta çok ihtiyaç vardır. vesselam…