Osmanlı yerine kurulan Türkiye Cumhuriyetinin başına da yine bu Sabetay Yahudileri musallat olmuş; uzmanı oldukları sömürü çarklarını bankalar aracılığı ile geliştirerek halkımızın fakir düşmesine ve ekonomik krizlerin ortaya çıkmasına sebep olmuşlardır.
Sabetay Yahudilerinin yaptığı soygunu fark eden yöneticiler de; ne yazık ki bu Şeytani komitenin tuzağına düşmekten kurtulamamışlardır. Nitekim serbest seçimler ile devletin başına gelen yöneticiler kesintisiz olarak her 8-10 yılda bir askeri darbe ile alaşağı edilerek faşist yönetimler kurulmuştur.
İşte bu darbecilerin önemli bir kısmı SabetayYahudisi olup kendilerini Türk gibi göstermişlerdir. Aldatma ve hile ile bir yolunu bulup seçimle işbaşına gelen yöneticileri aldatmakta çok mahir davranmışlardır. Mevcut hükümeti apaçık faiz günahına alet eden de işte bu Sabetay Yahudileridir.
Ülkemiz uzun yıllar sağlıksız yapılaşma problemi ile karşı karşıya kalmıştır. Geliri düşük vatandaşlarımızın ev sahibi olması çok zor olduğu için gecekondulaşma gibi problemler başımıza ciddi sıkıntılar getirmiştir. Fakat dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi çeşitli devlet katkıları ile evsizlik ve gecekondulaşma gibi sorunlara çareler bulunmuştur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidara geldiğinde yaptığı en önemli icraatlardan bir tanesi yerel yönetimler ve TOKİ gibi kurumlar aracılığı ile toplu konut inşaatı olmuştur. 5-10 Yıllık taksitlerle milyonlarca aile, ev sahibi olmuş olup bu evler hala meydanda durmaktadır.
Fakat son dönemde hiç gereği yok iken ortaya faiz belası atılmış kamu kurumları aracılığı ile milletimize “faiz dayatması” yapılmıştır. Adı üstünde düşük gelirli ailelere ev satışı yapılacaktır. Geçinmekte dahi zorlanan bu vatandaşlara faiz uygulamak hangi akıl ve mantığın ürünüdür; işte bu konu üzerinde durmak gerekiyor.
Ekonomi yönetiminde hükümetin en önemli kurumlarının başına geçen yukarıda izah ettiğimiz bu dönme ve gizli Yahudiler, Diyanet teşkilatını etkileyecek kadar ileri gidebilmişlerdir. Sinsice toplumu faize alıştırarak “ne var bunda canım! zaten enflasyon da bu faiz miktarı kadar” diyerek dini hassasiyetleri ayaklar altına almaya muvaffak olmuşlardır.
Devletin kâr etmek gibi bir meselesi yoktur. Halka hizmet etmek, yöneticilerin en önemli görevidir. Geliri düşük olan vatandaşlara uygun şartlarda ev inşa etme becerisi ise iyi yöneticilerin en bariz özelliklerinden bir tanesidir. Bu işi yaparken faiz bataklığına girmenin ne anlamı vardır ne de bir zorunluluktur.
Faiz yerine sabit fiyatlı ve taksitle ev inşa eden binlerce proje ortada dururken bu kirli ve çirkin riba günahına ortak olmak; aklı başında hiçbir yöneticinin işi değildir. Belli ki dolmuşa binmiş ve dolduruşa gelmiş bazı kişiler, hoyratça karar alarak halkımızın dini değerlerini aşağılamışlardır. Umulur ki en kısa zamanda girilmiş olan bu çıkmaz sokaktan çıkılıp İslami hassasiyetlere uygun olarak konut finansmanı yapılır, vesselam…