Cumhurbaşkanı Baş Danışmanlığına emekli bir general Adnan Tanrıverdi tayin edildi. Fakat bu general diğer generallerden farklı idi. Ak sakalları vardı ve yıllarca dindar askerlerin ordudan atılmaması için mücadele vermişti. ASDER (Adaleti Savunanlar Derneği) isimli Derneğin yöneticiliğini yapmış ASSAM ve SADAT gibi sivil toplum örgütü ve şirketlerin kurulup çalışmasını sağlamıştı.
Diğer bir Aksakallı ise 15 Temmuz 2016 darbesinde önemli roller üstlenmiş ve darbenin bastırılmasını sağlamıştı. Şimdi ise 24 Ağustos 1516 yılından tam 500 yıl sonra Suriye sınırları içinde bulunan Dabık ovasında büyük bir operasyonu yönetiyordu.

Önce Mercidabık savaşı adı verilen savaşa bir bakalım ne olmuştu. Sonra da 500 sene sonraki Dabık Ovasında bulunan Cerablus seferini inceleyelim.
Yavuz Sultan Selim Han 24 Ağustos 1516’da Memluk Devleti ile yapılan ilk ve kati neticeli savaşta zafer kazanarak hilafetle birlikte Müslümanlar arasında birliği sağlamaya muvaffak olmuştu.
Sultan I. Selim Han’ın, Safevi Hükümdarı Şah İsmail’i yenerek Şia tehlikesini bertaraf etmesinden sonra; Suriye, Lübnan, Filistin, Arap Yarımadası, Mısır ve Kuzey Afrika’nın doğusuna hakim Memlûklu Sultanı Kansu Gavri telaşa düşmüş 23 Ağustos 1514’te, Çaldıran Savaşı’nda, Yavuz Sultan Selim Han’a yenilip kaçan Safevi hükümdarı Şah İsmail ile ittifâk kurmuştu.

Yavuz Sultan Selim Han, haber alma teşkilâtı vasıtasıyla Şah İsmail - Kansu Gavri ittifakını öğrenince, Vezîr-i âzam Sinan Paşa’yı, 40.000 kişilik bir kuvvetle Safevîler üzerine gönderdi. Sinan Paşa’nın, Diyarbakır’a giderken, Fırat’ı geçmek için Memlûklar’dan izin isteyip de iznin verilmemesi ve Kansu Gavri’nin 50.000 kişilik bir kuvvetle Halep’e gelmesi, harp sebebi sayıldı. Devrin âlimlerinden Zenbilli Ali Cemâli Efendi’nin fetvasıyla sefere çıkıldı.

Yavuz Sultan Selim, Kansu Gavri’ye Halep’in kuzeyindeki Mercidabık mevkiinde, meydan muharebesi için hazır olması haberini gönderdi. Yavuz Sultan Selim komutasında Osmanlılarla, Sultan Kansu Gavri komutasindaki Memluklular arasında muharebe Halep’in bir günlük yol kuzeyinde bulunan Mercidabık ovasında yapıldı. Cerablus’a çok yakın olan bu bölgede Osmanlı ve Memluk orduları sayı ve teçhizat bakımından birbirine benzemekteydi. Her iki ordunun da kuvvetleri eşit miktarlarda olup, altmış bin civarındaydı. Ama Osmanlı ordusunun elinde çok iyi kullandıkları ateşli silahlar, özellikle de sahra topları bulunmaktaydı.

Osmanlılar; ateşli silahlar, teşkilat, kumanda heyeti, sevk ve idare bakımından Memlûklardan üstündü. Buna karşılık Memlûkların da süvari kuvvetleri meşhurdu ve çok güçlüydüler.
24 Ağustos 1516 sabahı, Osmanlı ordusu hilâl şeklinde bir tertibat aldı. Ordunun merkezinde Yavuz Sultan Selim Han olup, yanında Kapıkulu askeri ve önünde birbirine zincirle bağlı üç yüz top bulunuyordu. Sağ kola Anadolu Beylerbeyi Zeynel Paşa, sol kola da Rumeli Beylerbeyi Sinan Paşa komuta ediyordu. Memlûk ordusunun merkezine, yanında Halife III. Mütevekkil olduğu halde Sultan Kansu Gavri, sağ kola Halep Nâibi Hayırbay, sol kola da Şam Nâibi Sibay kumanda ediyordu.
Osmanlı topçu ateşiyle başlayan muharebeye, Memlûklar süvari taarruzu ile karşılık verdiler. Muharebe başladıktan iki saat sonra, Memlûklar bozguna uğradı. Öğleden sonra kesin netice alınarak, Memlûk karargâhı, bütün ağırlığı ile Osmanlıların eline geçti. Memlüklerin Halep valisi Hayirbey de Osmanlılar’la anlaşarak savaş alanını terk etti.

Boğucu bir yaz sıcağında meydana gelen muharebeden sağ kurtulan Memlûk askerleri; Halep, Hama, Humus ve Şam’a kaçtılar. Takip edilen Memlûk kuvvetlerinden ele geçirilenler imha edilerek, Kuzey Suriye bütünüyle zapt edildi. Ahalisi Sünnî olan şehirler, Yavuz Sultan Selim Hanı ve Osmanlıları davet ettiler. Suriye şehirleri, kendi rızalarıyla Osmanlı idaresini tercih ettiğinden ahaliye zarar verilmedi.