Türkiye, Demokratik Suriye Güçleri (DSG) adı verilmeye çalışılan bu terör örgütüne asla prim vermemiş PYD/YPG’yi PKK’nin Suriye’deki kolu olarak görmüş ve buna göre hareket etmiştir. Bu konuda ABD’nin Ankara’daki Büyükelçilik Maslahatgüzarını bakanlığa çağıran Dışişleri, “ABD’nin sınırda YPG ile birlikte kuracağı orduya” dair itirazlarını ABD’li diplomata ileterek oynanmaya çalışılan sinsi oyunu bozma kararını zaten açıklamıştı.
Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalan, kararı “PYD-YPG’yi meşrulaştırmaya yönelik endişe verici adım olarak” tanımlayarak “Suriye Demokratik Güçleri ile birlikte Suriye Sınır Güvenlik Gücü’nün kurulması ve eğitimi amacıyla çalışıldığını” söylemiştir. “Amerika Birleşik Devletleri, ‘DEAŞ ile mücadele’ gerekçesiyle PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD-YPG’ye verdiği desteği sona erdireceği yerde bu terör örgütünü meşrulaştırmaya ve bölgede kalıcı hâle getirmeye yönelik endişe verici adımlar atmaktadır. Bu durumun kabul edilmesi kesinlikle mümkün değildir.Bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamalar çerçevesinde, adı ve şekli ne olursa olsun her türlü terör örgütüne karşı mücadelesini sınırları içinde ve dışında kararlılıkla sürdürecektir.Türkiye, ulusal çıkarları doğrultusunda güvenliğini sağlamak için gerekli tedbirleri almaya devam edecektir. Bu çerçevede meşru hedef olan terör örgütlerine karşı yeri, zamanı ve şekli Türkiye tarafından belirlenmek üzere her tür müdahale hakkı mahfuzdur.” Diyen Kalın, her şeyi olduğu gibi apaçık bir şekilde izah etmiştir.
Bu konudaki gelişmeleri harekâtın başlaması ile birlikte yeniden ele alacağız. Umarım 2. Fırat Kalkanı Harekâtı daha fazla gecikmez ve PKK terör örgütü bir daha ayakları üstüne dikilemeyecek şekilde yok edilir. Artık sahada konuşacak olan siyasetçiler değil imanlı bu Türk ordusudur. Katillere dünyayı dar etmek için çok az bir zaman kalmıştır, vesselam…